hemen hemen

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

hemen hemen, biraz, azıcık
(bilimsel terimlerde geçer):
subalkaline, subconcave, subcubical, subfluid, subhorizontal, subhumid,
sublinear, submetallic.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. Zarf more or less
  2. about
  3. almost
  4. damn (ed) near
  5. just about
  6. near
  7. nigh
  8. sub
  9. well nigh
  10. within an ace
  11. very nearly
  12. pretty soon
  13. Zarf loosely
  14. Zarf nearly
  15. Zarf practically
  16. Zarf virtually
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

hemen olan
prompt
hemen hemen aynı
pretty nearly the same
hemen hemen aynı
he is much about the same
hemen hemen aynı
much the same
hemen hemen aynı
much of a muchness
hemen hemen bütün senetleri aynı yönde etkileyen hareket
across the board
hemen hemen her defa
nine times out of ten
hemen hemen hiç
barely Zarf
hemen hemen hiç
scarcely Zarf
hemen hemen hiç
hardly Zarf
hemen hemen hiç muamele olmayan borsa
nominal market
hemen hemen hiçbir şey
next to nothing
hemen hemen ittifakla
with practical unanimity
hemen hemen olanaksız
well- nigh impossible
hemen hemen öyle
that's about right
hemen hemen tümü
most
(borsa) hemen hemen hiç işlemin yer almadığı piyasa
nominal market
(para) hemen hemen her yerde geçerli olmak
to go almost anywhere Fiil
...'in hemen hemen tamamı
substantially all of ... İsim
elde hemen hemen hiçbir delil olmaması
next to no evidence
iş hemen hemen bitti
the work is about done
piyasa hemen hemen ölü
nothing doing
(zamanaşımı kanunu) hemen yürürlüğe girmek
to run immediately Fiil
...'den hemen önce
shortly before ... Zarf
...'den hemen sonra
shortly after ... Zarf
...'in hemen ardından gelmek
follow hard on the heels of ... Fiil, Deyim
...'in hemen ardından gelmek
follow on the heels of ... Fiil, Deyim
...'in hemen civarında
in the immediate vicinity of ... Zarf
...'in hemen öncesine kadar
until just before ... Zarf
...'in hemen yakınlarında
in the immediate vicinity of ... Zarf
bağışların hemen yatırıldığı yatırım fonu
cash-fund trust
bir teklifi hemen kabul etmek
to leap at offer Fiil
birbiriyle hemen kaynaşmak
to take an immediate likewise (for) to each other Fiil
birine hemen içi ısınmak
to take an instant liking to someone Fiil
birine hemen kanı kaynamak
to take an instant liking to someone Fiil
birini hemen bir eve yerleştirmek
to house someone immediately Fiil
birini hemen hapse atmak
to clap someone in prison Fiil
biriyle hemen laubali olmak
to be hail fellow well-met with sb Fiil
birşeyi hemen yemek
to polish something off Fiil
durumu hemen kavramak
to take in the scene at a glance Fiil
gözde adayların hemen ardından gelmek
to stand a close second Fiil
hemen
promptly Zarf
hemen
whip and spur
hemen
pronto
hemen
soon
hemen
hastily Zarf
hemen
instanter
hemen
straightaway
hemen
immediately Zarf
hemen
right now
hemen
thereupon
hemen
in the instant
hemen
momentarily Zarf
hemen
in no time
hemen
in less than no time
hemen
rapidly Zarf
hemen
forthwith
hemen
instantly Zarf
hemen
urgently Zarf
hemen
shortly Zarf
hemen
straight off
hemen
almost
hemen
without delay
hemen
as soon as
hemen
right off
hemen
instantaneously Zarf
hemen
quickly Zarf
hemen
in one's track
hemen
right away
hemen
presently Zarf
hemen
then and there
hemen
directly Zarf
hemen
at a word
hemen
at once
hemen
about
hemen
once
hemen
presto
hemen
in real time
hemen
right
hemen
in short order
hemen
straightway
hemen
subito
hemen
swith
hemen
tout de suite
hemen
anon
hemen
away
hemen
bang of
hemen
cold turkey
hemen
eftsoon(s)
hemen
quick as a flash
hemen
forthright
hemen
just yet
hemen
quickly Zarf
hemen
on the first try Zarf
hemen
stat Zarf, Tıp
hemen ardından
instantly Zarf
hemen ardından
closely Zarf
hemen ardından gelen
contiguous Sıfat
hemen arkasından (akabinde) yer almak
to be hot on sb's heels Fiil
hemen bağlamak
to put through at once Fiil, İletişim
hemen bir tarife girişmek
to plunge headlong into a description Fiil
hemen cevap beklemek
to demand an immediate answer Fiil
hemen cevap istemek
to press for an answer Fiil
hemen doğan hak
immediate right
hemen fotoğraf çekip verme
instantaneous photograph
hemen gelmek
to arrive on the spot Fiil
hemen gelmek liyorum
I shan't be long
hemen geri çekilmek
to beat a hasty retreat Fiil
hemen göze çarpan
glaring
hemen hareket geçmek
to take immediate action Fiil
hemen harekete geçme
immediate action
hemen harekete geçmek
to think on your feet Fiil
hemen iskâna hazır
immediate occupation
hemen işe başlatmak
to have work started at once Fiil
hemen işe girişmek
to take time by the forelock Fiil
hemen kabul etmek
to readily accept Fiil
hemen konulan haciz
immediate extent
hemen kopacak olan
imminent
hemen köşe başında oturur olmak
to live round the corner Fiil
hemen köşebaşında oturur olmak
to live round the corner Fiil
hemen mevcut talep
immediate demand
hemen muvafakat etmek
to give a ready consent Fiil
hemen nakde dönüştürülebilir fon
cash funds
hemen nakde dönüştürülemeyen aktifler
slow assets İsim
hemen nakit istemek
to demand cash on the barrel head Fiil
hemen nakit istemek
to demand cod on the barrel head Fiil
hemen nakit ödemek
to pay on the spot Fiil
hemen oracıkta resmini çizivermek
to build up an on-the-spot picture Fiil
hemen oracıkta teftiş etmek
to carry out an inspection on the spot Fiil
hemen ödemek
to pay off on the nail Fiil
hemen önlem alma
immediate action
hemen önlem almayı gerektiren
exigent
hemen paraya çevrilebilme katsayısı
coefficient of immediate liquidity
hemen paraya çevrilme katsayısı
coefficient of immediate liquidity
hemen paraya dönüştürülemeyen aktifler
deferred assets İsim
hemen parlayan
peppery
hemen pazarlanabilir menkul değerler
readily-marketable securities İsim
hemen peşinden
closely Zarf
hemen protesto edilmek
to be protested at once Fiil
hemen sipariş vermek
to place an order at once Fiil
hemen sonra
right after
hemen sonra
immediately afterwards
hemen sonra gerçekleşmek
to follow Fiil
hemen sonra olmak
to follow Fiil
hemen sonuç çıkarmak
to leap to a conclusion Fiil
hemen şimdi
at once
hemen şimdi
just now
hemen tasarruf hakkı vermek
to vest in possession Fiil
hemen taşınabilir
immediate occupancy
hemen taşınılabilecek şekilde kiraya verilmek
to be let with immediate possession Fiil
hemen taşınılabilir
immediate occupation
hemen taşınmak üzere kiraya vermek
to be let with immediate possession Fiil
hemen teslim
immediate delivery
hemen teslim
for immediate delivery
hemen teslim edilebilen mallar
spot goods İsim
hemen teslim edilmek üzere
for immediate delivery
hemen teslim mallar
spot goods İsim
hemen teslim satılık ev
house for sale with immediate possession
hemen teslim satılık ev
house for sale for immediate possession
hemen teslim siparişler
off-the-shelf orders İsim
hemen teslim şartıyla satmak
to sell on delivery Fiil
hemen teslim şartıyla teslim
to sell on delivery
hemen teslime hazır mallar
actual goods ready for immediate delivery İsim
hemen teslime hazır mallar
prompts İsim
hemen üretime geçmek
to rush into production Fiil
hemen yakında
in the immediately vicinity
hemen yakında
immediate vicinity
hemen yakında
in the immediate vicinity
hemen yakınında olmak
to be within striking distance Fiil
hemen yanındaki
proximate
hemen yapılan yardım
immediate benefit Sigorta
hemen yazmak
to write without delay Fiil
hemen yerine getirilmesi gereken anlaşma
paction
hemen yola çıkmak
to leave without delay Fiil
hemen yola koyulmak
to beetle Fiil
ihbar üzerine hemen ödenebilir senet
callable bond
iki şehrin hemen yakınında
in the proximity of the town
nakde hemen çevrilebilecek mali yatırım
cash-heavy fund
teklifi hemen kabul etmek
to snatch at an offer Fiil
yanıtını hemen bilmek
read while one runs
yaptığı işi hemen bırakmak
to beat a hasty retreat Fiil
yüzeydeki toprağın hemen altındaki toprak
subsoil
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.

hemen
Derhal, hiç ... geçirmeden, çabucak